1 Nisan 2013 Pazartesi

Hz. Peygamber(sav)'in Şemaili





Şemail, kelime yapısı bakımından 'şimal'in çoğuludur. Arapça'da, bu kökten türeyen kelimelerin birbirinden farklı, hatta birbirine zıt değişik manaları vardır. Bu nüanslardan birisi de; huy, tabiat, karakter, hal ve hareket, tavır ve davranış anlamıdır. Şimal'in bu manalarda kullanılan nüansının çoğulu şemail kalıbı ile kullanılmaktadır.
İslam alimler, kelimeyi bu geniş lügat manalarından alıp, bir şahsın hayat hikayesini, yani biyografisini anlatan bir terim haline getirmişlerdir. Kelime zamanla daha da özelleştirilerek, sadece "Hz Peygamber'in beşerî yönünü, yaşama üslubunu ve şahsi hayatını anlatan" bir terim hüviyetine büründürülmüştür.
Şemail'in müstakil bir dal olarak ortaya çıkışı, h. III. asrın ikinci yarısı (m. IX. asır) sonlarına doğrudur. Şemail kelimesini ilk defa kullanan ve onu sistemleştirip muhtevasını tayin eden İslam aliminin Tirmizî olduğu bilinmektedir. Nitekim gerek ondan önceki dönemde, gerek çağdaşı muhaddis ve tarihçiler arasında bu tabiri kullanan bir başka isme rastlanmamaktadır.
Tirmizî'nin "Kitab'üş-Şemail" adlı eseri, 55 bölüm (bab) ve bir hatimeden oluşmaktadır. Tirmizî'nin Şemail'i, üzerinde en çok şerh, haşiye, talik ve tercüme çalışması yapılan klasik eserlerin ilk sıralarında yer almaktadır. Şemail nevine Tirmizî ile başlayan katkılar, ondan sonraki İslam alimlerince de devam ettirilmiştir.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder